Web Sitenizin Dönüşüm Oranını Artıracak 6 Güçlü Yol
Dönüşüm oranınızı zaten var olan kitlenizle artırın!
İyi bir trafik elde ediyorsunuz. Ama yeterince müşteri, satış, potansiyel müşterilerin talebi veya sonuç olarak gelir elde edemiyorsunuz. Sürekli müşterilerimizin şikayet ettiği noktalardan birisi bu.
Sorunun ne olduğuna dair bir fikirleri de olmuyor müşterilerimizin. Sizin de böyle bir sorununuz varsa küçük bir ön bilgi, öncelikle doğru metrikleri ölçün ve kontrol edin, bunu yapıyorsanız eğer geriye kalan en önemli sorun sayfanızdaki dönüşüm oranı optimizasyonu gerekliliğidir.
En iyi senaryo şu şekilde bu konuya örnek olarak; siteniz rakibinizinki gibi ayda ortalama 100.000 görüntüleme, 20.000 civarı kullanıcı girişi sağlıyor.
Bu ziyaretçilerin %1’i müşteriniz olsa 200 müşteri eder.
Her birisine yıllık en azından 200 TL’lik satış yapsanız 40.000 TL’lik kazanç elde edersiniz.
Ama rakibinizin dönüşüm oranı sizinkinden 2 kat daha fazla olursa ki olması muhtemel bu senaryoda 3,4 olsun.
%3,4 ile 680 müşteri elde eder.
Aynı şekilde yıllık en azından 200 TL’lik satış yapsa rakibiniz, 136.000 TL’lik kazanç elde eder.
Sizden 96 bin TL daha fazla kazanıyor sadece sitesindeki dönüşüm oranını size göre 2,4 oranında artırırsa.
Şimdi sırasıyla 6 adet güçlü sonuçları olan web siteniz için dönüşüm oranını artıracak yolları sunacağım sizlere, tabii ki 6 adetten daha fazla yol var, ama şu an bunları yapın ve sonuçlarını paylaşın benimle.
Sonra daha fazlasını başka yazılarda sunarım zaten, eğitimlerde adım adım eticaret ve çevrim içi girişimcilik konusu altında anlattığımı da belirtmeliyim.
1) Sitenizdeki içerikleri görselleştirin: Video kullanın, infografikler hazırlayın ve sunun.
Geleneksel metin tabanlı içeriklerden çok daha canlı ve güçlü olduğunu biliyorsunuz.
Onedio gibi siteler böyle güçlendiler. Metin yok varsa da çok az. Görsel, Gif, Video türündeki içeriklere ağırlık verdiler. Sonuç ortada. Tabii ki tek neden bu değil. Ama içerik türü açısından ele alırsak durum böyle.
Kullanıcılara, ziyaretçilerinize ürünlerinizi ve hizmetlerinizi görselleştirerek sunmanız bu yüzden daha büyük önem taşımakta. Onları sıkmazsınız, içeriğe bağlarsınız o an için, sitede gezinip daha fazlasını ararlar. En önemlisi de video, infografik gibi içeriklerin paylaşılabilirlik oranı da fazladır. Kazanılan medyanızı artırır. Yani insanlar sizin yerinize pazarlama ve reklam faaliyetini gerçekleştirir. Sizin de maliyetleriniz düşer, karlılığınız artar.
Ziyaretçinin tam dikkatini çekmeniz önemli. Bu durumda teklifinizi anlayabilirler, iletişim kurabilirsiniz. İnfografikle bir ajans nasıl çalıştığını anlatmazsa müşterilerin onlardan teklif alma olasılığı düşer. Yaşadıklarıma istinaden söylüyorum.
2) Dönüşüm sürecini basitleştirin: Birkaç adımda pazarlama ve reklamcılık hedeflerinize ulaşabilsinler.
Sitenize gelen her bir ziyaretçinin bir maliyeti var. İster tıklama başı maliyet deyin ister tıklama başı ödeme ister açık artırma tekliflendirmesi ve yahut emek/zaman şeklinde bir hesap yapın.
Sitenize gelene kadar, yaptığınız faaliyetlerinizin sonucunda bir bedelle elde ediyorsunuz ziyaretçileri. Bu kişileri mümkün olduğunca çok dönüştürmelisiniz müşteriye.
Bir süreciniz olsun. Karalayarak başlayın kağıt ve kalemle. Kullanıcı şu kanallardan bu sayfaya gelecek, sonra buraya gelecek ve bitti gibi. Örneğin ben bir mobilya mağazası için şu süreci uyguluyorum; reklam, sosyal medya, afişler ve bilboard’lar aracılığıyla web sitesine gelir ziyaretçi, ürünleri inceler, beğenir, hangi mağazada olduğunu görür, o mağazayı ziyaret eder ve ürünü alır. Olumsuz durumlar ayrı bir inceleme konusu. İncelenip sorunlar giderilirse de dönüşüm oranını artırabilirsiniz. Ama şu an bu süreci kesinleştirmeniz gerekiyor. Neden mi? Gereksiz yerlere insanları yönlendirip boş yere masraf yapmayın diye. Birkaç adımda süreci ziyaretçi tamamlarsa müşteri olma ihtimali artar.
3) Sunduğunuz garantiler, incelemeler, müşteri görüşleriniz göz önünde olsun.
Neden? Sosyal kanıt olmazsa ikna etmeniz zor da ondan dolayı.
Garantiler güven oluşturacak hizmete dair.
İncelemeler insanların ürüne dair karar vermesini kolaylaştıracak.
Müşteri görüşleri sosyal kanıt sunup güven unsurunu artırıp satışa yönlendirecek. Araştırmalara göre ve growth hacking marketing’te (büyümenin kısa yoluna çalışan pazarlama türü) yönlendirilerek gelen insanların pazarlama ve reklamla gelen kişilere göre daha kalıcı ve güçlü kullanıcılar olduğunu gösteriyor. Yani arkadaşınız sizi davet ederse siz daha değerli oluyorsunuz bir işletme için. Çünkü arkadaşınız terk eder o uygulamayı da siz pek etme taraftarı olmazsınız.
Pahalı olmasına rağmen sunduğu teknik servis ve garanti nedeniyle insanların TeknoSa’dan ürünleri alma sebebi budur.
4) İnsanların tam önüne harekete geçirici iletinizi yerleştirin.
İnsanlar aptal değil.
Ama akıllı da sayılmaz.
Robot değiliz doğru.
Ama ne yapacağımızı söylemeden birileri, “haaaaaa!”, demeden bir şeyi yapmıyoruz veya anlamıyoruz. EQ (Duygusal Zekanız) çok üst seviyelerde değilse tabii…
İnsanlara ne yapacaklarını tam gözlerinin önüne, web sitesi ilk açıldığında, vurgulu bir şekilde koyun. “Hemen kayıt ol!”, “Bizden teklif alın!”, “Ücretsiz danışmanlık seansı için randevu alın!” gibi CTA olarak da ifade edilen harekete geçirici mesajlarınızı yerleştirin.
Kullanıcılar böyle bir mesaj veya ifade görmediklerinde ne yapacaklarını anlamadıkları sayfayı terk ederler. Hemen çıkma oranı dediğimiz metrik artar. Sayfanızın değersiz olduğunu düşünür Google, çünkü insanlar öyle düşünüyor der. Bu da Google’da gözükmenizi engeller. Bunun yerine CTA kullandığınızda tam tersi olur. Potansiyel müşterilerinizi artırırsınız.
5) Direkt ve transparan olun.
Bu hatayı ben çok yaptım.
Destan yazdım sayfalarımda. Kimse anlamadı. Müşterim kalmadı. Şirketi kuramadan sermayeyi yedik. 🙂
Ama şimdi her şey kısa ve öz. İçimdeki neyse, metindeki veya videodaki, web sitesindeki de o. Aslında hala iyileştirecek çok şey var. Hala ben bundan muzdaripim. Benim de direkt ve transparan olarak anlatacak daha doğrusu düzeltecek çok içeriğim var.
İnsanlar böyle olmadığınızda sizi anlamaz. Anlasalar dahi sıkılırlar. Müşteri olacak kişiyi mağazada sıkar mısınız? Satışı engeller misiniz? Bence yapmazsınız. Web sitenizde de aynı şey geçerli.
İnsanları/ ziyaretçileri sitenize bağlayacaksınız ve eposta pazarlama ile bülten sunacaksınız diyelim. Haftalık olarak bülten atacağınızı açık ve net şekilde belirtin. Haftalık olarak da atın epostaları. Kimse reddetmez bu durumda sizi.
6) Tasarımınızı basit, sade veya minimal tutun. Mobile de uyumlu olun.
Responsive tasarım diyorlar. Türkçesiyle mobile uyumlu olan tasarım diyebiliriz. Mobil trafiği kaçırmanıza engel olur, müşteri kazanırsınız mobilden.
Dikkati dağıtacak unsurlardan arındırınız web sitenizi. Kullanıcıların hemen çıkmasını istemeyiz. CTA’lerle sürecinize adapte edin ve yönlendirin. Sonuca ulaşın. Hem mobilde hem tablette hem pc’de.
Ürün veya hizmetiniz karmaşıksa, anlaşılmıyorsa, yeterince bilgi yoksa, mobilde gözükmüyorsa, kayıp yaşayacaksınız demektir. Aynı bu durum şuna benziyor. Startup’ım var bana yardımcı olun para verin diyen birisine mi para verirsiniz yoksa başlangıç seviyesinde yüksek teknoloji askeri ürün üreten bir teknoloji şirketim var yakın bir zamanda değerimizi %25 artıracağız fakat yeterince fon yok. 10000 TL yatırırsanız paranızı 12.500 TL olarak 3 ay sonra alabilmeniz mümkün diyene mi para verirsiniz? Burada aynı zamanda sitenizde yer alan kompleks ifadelerin de tasarıma zarar verdiğini ifade etmeye çalışıyorum.
İşin özünde basit ve uyumlu tasarımlar pazarlama ve reklamcılık hedeflerinize ulaşırken kolaylık sağlayacaktır.
Dönüşüm oranınızı artıracak tavsiyeler, eğitimler, danışmanlık için web’ten, sosyal medyadan hyturkyilmaz ismini araştırarak veya bu siteden bana ulaşabilirsiniz.
görsel kaynak notu: fauxels adlı kişinin Pexels‘daki fotoğrafı